|
|
|
Zaman su gibi akarken, sesizce çok şeyi alır götürür. |
|
|
|
Copyright By Zafer DEDE Her Haklı Saklıdır. Kaynak gösterilmeden başka yerlerde yayınlanamaz. |
|
|
|
|
|
|
|
EĞRİSİ DOĞRUSU |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ESPAS
İmla kurallarımızın en çok ihlal edilenlerinden ya da yanlış kullanılanlarından biri ayrı yazılması gereken eklerin bir türlü yazılmamasıdır. Dahi (üsteleme) anlamına gelen de’ler, da’lar ve ki’ler kullanıldıkları sözcükten bir boşlukla (espas) ayrılır Yani “Ben de geleceğim” yazmalısınız. “Bende geleceğim” yazarsanız yanlış olur. “Ben de” deki bu "de" eki dahi anlamındadır. “Öyle çalıştım ki, kimse inanamadı” yazmalısınız. “Öyle çalıştımki kimse inanamadı” yazarsanız yanlış olur.Soru ekleri de bağlı oldukları sözcükten bir boşlukla ayrılır. Bu ekler mi, mı, mu şeklinde olabilir. Yani şöyle: “Ben de geleyim mi?”. Burada “mi” bir soru ekidir. Yapayım mı, seveyim mi gibi.
YANLIŞ YAZILAN YADA SÖYLENEN SÖZLERİN DOĞRUSU
|
YANLIŞ
|
DOĞRU
|
Yanlız
|
Yalnız
|
Kiprit
|
Kibrit
|
Satlık
|
Satılık
|
Yaratmak
|
Yapmak, icat etmek
|
Yüreğim Kazındı
|
Midem Kazındı
|
Elektirik
|
Elektrik
|
Tiren
|
Tren
|
Pilan
|
Plan
|
Turizim
|
Turizm
|
Saolun
|
Sağolun
|
Mahane
|
Bahane
|
Endüstürü
|
Endüstri
|
Acenta
|
Acente
|
Labaratuar
|
Laboratuvar
|
Çünki
|
Çünkü
|
Dokuman
|
Doküman
|
Sovan
|
Soğan
|
Makina
|
Makine
|
Papuç
|
Pabuç
|
Meyva
|
Meyve
|
Sarımsak
|
Sarmısak
|
Herkez
|
Herkes
|
Kurdela
|
Kurdele
|
Yalnış
|
Yanlış
|
Ambülans
|
Ambulans
|
Orjinal
|
Orijinal
|
Fasulya
|
Fasulye |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TEBRİK |
|
|
|
|
|
|
Muharrem ayınız ve aşure günüz hayırlı olsun. |
|
|
|
|
|
|
|
Cenâb-ı Hak buyuruyor |
|
|
|
|
|
|
“Onlar ayakta dururken, otururken, yanları üzerindeyken (dâimâ) Allâh’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler (ve şöyle derler): Rabbimiz! Sen bu (âlemi) boşuna yaratmadın, Sen’i tesbîh ederiz, bizi cehennem azâbından koru!” (Âl-i İmrân, 191)
|
|
|
|
|
|
|
|
Rasûlullah (S.A.V) buyurdular |
|
|
|
|
|
|
“Tefekkür gibi ibadet yoktur.” (Beyhakî, Şuab, IV, 157) |
|
|
|
|
|
|
|
Kıssa |
|
|
|
|
|
|
Lokman (as) yalnız başına tenhâ bir yerde oturup tefekkür etmeyi çok sever ve bunu sık sık tekrarlardı.
Kendisine:
“–Sen umûmiyetle yalnız oturuyorsun. İnsanlarla oturup sohbette bulunsan daha münâsip olmaz mı?” diye sorulduğunda şu cevabı verdi:
“–Uzun müddet yalnız kalmak, tefekküre daha müsaittir. Uzun süre tefekkürde bulunmak da, insanı Cennet’in yoluna sevk eden bir kılavuzdur.” |
|
|
|
Bu sayfayı 34881 ziyaretçi (78550 klik) ziyaret etti! |